Falkner Tree Template

Falkner Sphere Template Falkner Sphere Template

Falkner Tree Template

Falkner Sphere Template Falkner Sphere Template

Falkner Tree Template

Falkner Sphere Template Falkner Sphere Template

Falkner Tree Template

Falkner Sphere Template Falkner Sphere Template
Latest News

Sample Widget

ddd

Posted by Turko on 22 Aralık 2009 Salı , under | yorum (0)



ddd

Hangi meyveyi ne zaman tüketelim?

Posted by Turko on 21 Aralık 2009 Pazartesi , under | yorum (1)




üm taze meyve suları sağlıklıdır. Miktarını ve zamanını doğru seçmeniz şartıyla. �Tam mevsimi� diyerek, fazla portakal suyu içmenin bedeli çok ağır olabilir.

Her mevsimin kendine özgü meyveleri vardır. Her meyveyi ve sebzeyi yetiştiği mevsimde tüketmek gerekir. Eskiden �turfanda� diye bir kavram vardı. Artık insanlar, �turfanda�nın anlamını unuttu. Günümüz insanı dört mevsim dilediği meyveyi, sebzeyi bulabiliyor. Gençler, meyvenin veya sebzenin yetiştiği doğal mevsim dönemini bilmiyor. Hiç düşündünüz mü? Dut, neden bir kış meyvesi değil de, bir yaz meyvesidir? Eğer bu sorunun cevabını verebilirsek, beslenmede neden doğal mevsiminde yetişmiş ürünü tercih etmemiz gerektiğini anlamış oluruz. Bundan sonraki yazılarımda bu konuya açıklık getirmeye çalışacağım. Hemen her konuşmamda vurgularım. Doğa asla çöp üretmez. Ne kirazın sapı ne dalından düşen bir çınar yaprağı çöp değildir. Eğer, doğanın ürettiği bir şeye �çöp� diyorsak, bilmeliyiz ki o konuda henüz ilmimiz yetersizdir. Burun kıvırdığımız her şey araştırılıp insanın hizmetine sunulmalıdır. Hiçbir şey sebepsiz yaratılmamıştır. İşte kışa girerken bizleri selamlayan en önemli meyvelerden bazıları. Nar, portakal, elma, greyfrut, armut ve ayva.

PORTAKAL
Şikayetlerimizin portakaldan kaynaklanabileceği aklımızın ucundan geçmez. Çünkü, sağlıklı beslenmede özellikle önerilen bir meyvedir. Zengin C vitamini deposudur. Lifli yapısından dolayı bağırsak florası için faydalıdır. Portakalın kabuklarını sobanın üzerine koyarsanız tüm mekanı hoş bir koku kaplar. Kabukları kalın Yafa portakalından mükemmel reçel yapabilirsiniz. Az sulu Yafa portakalı, ocak ayının sonunda pazarlarda görünmeye başlar. Dalında uzun müddet bekleyebildiği için, biraz suyunu çeker, selüloz ve lignin oranı yükselmeye başlar. Damak tadına en uygun zamanıdır. Ben buzdolabında 1-2 ay bekletir öyle tüketirim. Kabuklarından reçel yaparım. Yafa portakalının taze sıkılmış suyunu sabahları aç karnına tüketirseniz, öğlene doğru hafif baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk hissedersiniz. Bazıları sağlıklı
beslenmeadına, akşamları taze sıkılmış portakal suyu içerler. Geç saatlerde içilen portakal suyu, sizi uykusuz bırakabilir. Hipoglysemi (Kan şekeri düşmesi) şikayetiniz varsa, portakal suyunda gayet ölçülü olun. Taşikardi (Kalbin hızlı atması) probleminiz varsa, portakal suyundan uzak durun. Fazlaca içtiğiniz günlerde kalp atışlarınızın yükseldiğini kendiniz de gözlemleyebilirsiniz.
�Peki, hiç mi portakal suyu içmeyeceğiz?� Tabii ki içeceğiz. Ama ölçüsünü ve zamanını bilerek. Portakal ve greyfurt suyu, aç karnına içilmemelidir. Kahvaltıya başlayıp, en az bir dilim ekmeğinizi tükettikten sonra veya kahvaltı sırasında en fazla bir bardak (150-250 ml) içilmelidir. Ve günde birbuçuk bardağı geçmemek şartıyla yemek arasında veya hemen yemeğin üzerine içilebilir. Bradikard (Kalbin yavaş atması) şikayeti olanlar, günde 2-3 bardak taze sıkılmış portakal suyu içebilirler.

NAR
Her meyve ve sebze gibi amaca uygun olarak doğru kullanıldığında birçok derde devadır. Taze sıkılmış mayhoş nar suyu, yüksek
tansiyon rahatsızlığı olanlara iyi bir yardımcıdır. Genel bir kural olmasa da, yüksek tansiyon şikayeti yeni başlayanlar, birkaç hafta içerisinde tedavi olmadıkları takdirde hipertansiyonkalıcı olabilmektedir. Özellikle, yüksek tansiyon şikayeti yeni başlayanlara günde iki bardak nar suyu içmelerini tavsiye ederim. Öğleden önce ve öğleden sonra boş mideye içilmelidir.
Tansiyon düşüklüğü olanların nar suyundan uzak durmalarını öneririm. Zaten nar suyu içerlerse, en geç yarım saat sonra kendilerini yorgun ve bitkin hissedeceklerdir. �Doğal besleniyorum, taze meyve suyu içiyorum. Beni kesinlikle olumsuz etkilemez� diye düşünenler, hata yaparlar.


ELMA
Sağlıklı yaşamın en mükemmel meyvesidir. Her yaş grubu, rahatlıkla tüketebilir. Japonlar�ın ve Avrupalılar�ın vazgeçilmezidir. Şişkinlik problemi olanlar, mayhoş elma tercih etmeli.
Amasya elması, Anadolu topraklarının tatlı ve ayrıcalıklı nimetidir. Ona iyi sahip çıkmalıyız. Alışverişlerimizde öncelikle onu tercih etmeliyiz. Yanlış aşılamalarla kaybolmasına asla izin vermemeliyiz. Elma, insanlığın varoluşu kadar eskidir. Tıpkı, zeytin ve incir gibi. Ancak, elmanın hangi cinsi olursa olsun tüketilirken (taze sıkılmış elma suyu dahil) dikkatli olunması gerekir. Eğer, chron (ülseratif kolit ve kronik ishal) şikayetiniz varsa, elmadan uzak durun. Herhangi bir nedenle geçici ishal yaşıyorsanız, hem elmadan hem elma suyundan, cinsi ne olursa olsun uzak durun.

AYVA
�Kabızlık yapar� diye bilinir. Bu kısmen doğrudur. Ancak, ayva doğru tüketildiğinde, kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylaştırır, hemoroid oluşumuna ve kabızlığa engel olur. Bunun için orta boy bir ayvayı, soymadan dörde bölerek (çekirdekleri hariç) iki bardak suda en fazla 2-3 dakika haşlayın. Haşlama suyuyla beraber ılık olarak tüketin.

TRABZON?HURMASI
Mide ülseri,
gastrit veya onikiparmak bağırsağı iltihaplamasına bağlı şikâyetleriniz mi var? Veya bağırsak floranızın sağlıksız olduğunu mu hissediyorsunuz? Şu sıralar tam mevsimi! Günde iki kez boş mideye tüketilecek (öğleden önce ve sonra) Trabzon hurması bu konuda imdadınıza yetişecektir. Kış mevsiminin geniş yapraklı sebzeleri (ıspanak, lahana gibi) güneşi yeteri kadar görmediklerinden, topraktan aldıkları azotu, nitrat olarak fazlaca depolarlar. Nitratın fazlası bağırsaklarda bulunan bazı bakteriler tarafından �nitrozamin�e dönüştürülür. Nitrozamin, kolon kanseri riskini artıran bir faktördür. Bu mevsimde tüketeceğiniz Trabzon hurması (kaki, cennet meyvesi, cennet hurması) bağırsaklarda oluşan nitrozamin maddesinin, zararsız hale getirilmesinde mükemmel bir yardımcıdır.

Tatlı meyveyi ekmekle yiyin
Genel bir kural olmasa da, üzüm, portakal, şeftali gibi tatlı meyveler, kan şekerinin hızlı yükselmesine ve hızlı düşmesine neden olabilmektedir. Beraberinde tüketeceğiniz bir dilim ekmek, iniş çıkışa büyük oranda engel olur. Ben genelde tatlı meyveleri, bir-iki dilim ekmekle yerim. Kızarmış ekmek tercihimdir.

DİŞ ETİ İLTİHABI

Bazı sebze ve meyveler, belli organlar ve dokular üzerinde daha etkilidir. Adeta o organa veya dokuya tercihli olarak yönelirler. Nar suyu, diş ve diş eti iltihaplarına ve böbrek enfeksiyonlarına karşı daha fazla etkilidir. Nar tanelerini ayırıp sadece tanelerini sıkmak yeterli değildir. En etkili şekilde yararlanmak için narı bıçakla ortadan kesip, sıkma makinesinde sıkmalısınız. Çünkü antibakteriyel, antiseptik ve antiinflamatuvar etkili maddeler, nar tanelerinin bağlı olduğu etli kısmında daha bol bulunur. Tarif ettiğim gibi sıkıldığında, narın iç duvarlarındaki etkin maddeler (chlorine, casuariin, betulinic asit ve beta-sitosterol) nar suyuna karışmaktadır. Diş eti iltihaplarına karşı uygulama şekli, günde iki-üç kez birer çay bardağı nar suyunu, ağızda bekleterek yudum yudum içmektir.

milliyet. com. tr

İbrahim Saraçoğlu Cilt Lekeleri İçin Bitkisel Çözüm

Posted by Turko on , under | yorum (0)




Cilt Lekeleri Tedavisi

  • Yarım litre su
  • 2 yemek kaşığı lavanta
  • 1 yemek kaşığı testere dişli aslan pençesi

Yarım litre su kaynadıktan sonra 2 yemek kaşığı lavanta ve bir yemek kaşığı testere dişli aslan pençesi suyun içine atılır. Bu suyun buharı cilde tutulur. Ya da isterseniz suyun içine bir miktar pamuk batırın ve bir miktar suyu emdikten sonra pamukla tüm yüzünüzü silin.

Testere dişli aslan pençesinin yaprakları testere dişi şeklindedir. Düz kenarlı yapraklı olan aslan pençesini kullanmayınız.

kadingunlugu. net

İbrahim Saraçoğlu'ndan kışa özel kürler!

Posted by Turko on , under | yorum (0)




Sebze yemekleri sağlıklıdır. Sebze kürleri ise şifa kaynağıdır. Kemik erimesi, prostat, gut ve yüksek tansiyon şikayetiniz varsa, taze sebzeler sayesinde ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz

PROF. DR. iBRAHiM SARAÇOĞLU

Pırasa, brokoli, karnabahar, lahana, kereviz, ıspanak. Hiçbiri bir diğerinin yerini dolduramaz. Bu sebzelerin yemeklerini yaptığınızda sağlıklı beslenirsiniz. Ancak sebzelerin şifa dağıtan gücünden faydalanmak için mutlaka kürlerini uygulamalısınız.
Sebzeyi pişirirken, ilave ettiğiniz tuz, salça, baharat ve yağ, yemeğinizi damak tadınıza uygun hale getirir. Fakat bu ilaveler sebzenin kür amaçlı kullanılmasına engeldir.

Çünkü pişirme sırasında, sebzelerin kimyası büyük ölçüde değişikliğe uğramaktadır. Yazı dizimizin ikinci bölümünde, siz değerli okuyucularıma bazı kış sebzelerinden nasıl kür yapılacağını ve bu kürlerin nasıl uygulanacağını anlatmaya çalışacağım.

BEYAZ LAHANA
Üzerinde en çok araştırma yaptığım sebzelerdendir. İnsan vücudunun değişik organlarında, yağ dokusunda ve hücre zarında biriken toksinleri (zehirli kimyasallar) vücuttan atmanın en iyi yolu, beyaz lahana kürüdür. �Toksinlerin kaynağı nedir?� sorusunun cevabı oldukça basit. Tükettiğimiz sebze ve meyveler zirai ilaç; et veya süt gibi maddelerse ağır metaller içerir. Havada bulunan gazlar da solunum yoluyla aldığımız toksinlerdir.

Tüm bu zehirli maddeler zamanla vücudumuzda birikir, organlarımıza zarar verir. En çok toksin depolama kapasitesine sahip organlar karaciğer, böbrek ve akciğerlerdir. Toksinler, yağda çözündükleri için vücudun yağ dokusunda depolanırlar. Beyaz lahanadaki etkin maddeler vücudumuzdaki mekanizmayı uyararak, toksinlere suda çözünme özelliği kazandırır. Böylece toksinler, terleme, idrar veya safra kesesi yoluyla vücuttan dışarı atılırlar.

Beyaz lahananın toksin atıcı ve kolon kanserini önleyici özelliğinden istifade edebilmek için formülünü verdiğim kürü, bir yıl boyunca üç veya dört defa yapmak en doğrusudur. Bu küre başladıktan 2 - 3 gün sonra vücudunuzun terlediğini, özellikle yüz kısmınızda yağlı yağlı terlediğinizi göreceksiniz. Dışkıda belirgin şekilde yağ oranının arttığını da farkedeceksiniz. Bu da yağla beraber toksinlerin atıldığını gösterir. Kürü uyguladığınız dönemlerde daha sık banyo veya duş yapmanız sizi hem rahatlatacak hem de deri gözenekleri açıldığından toksinli-yağı atmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, toksin atan vücut kendini yeniler.

Lahana kürü:
Kaynamakta olan yarım litre suya 6-7 adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan atın. 10 dakika ağzı kapalı şekilde hafif ateşte haşlayın. Sabah-akşam (aç veya tok) birer su bardağı için. Bu küre beş gün devam edin. Üç gün ara verdikten sonra tekrar beş gün uygulayın. Kürü her gün taze olarak hazırlamanız şarttır.

BROKOLi
Brokoli üzerindeki araştırmalarım devam etmektedir. Çünkü, çok çeşitli etkin maddeler içeren bir sebzedir. Kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanserine karşı koruyucu gücü olan etkin madde �sulforafen�dir. Sulforafen, aynı zamanda taze yeşil soğan, havuç,brüksel lahanası ve karnabaharda bol miktarda bulunmaktadır. Amerika�da bu konuda yapılan pek çok klinik deney, brokolinin menopoz dönemindeki kadınlara faydalı olduğunu ortaya koymuştur. Bu dönemdeki kadınların, çok az suda beş dakika haşlanmış brokoliyi ve haşlama suyunu tüketmeleri iyi bir takviyedir. Brokoli, �Di-Indolyl-Methan� (DIM) sayesinde östrojen metabolizmasının dengeli çalışmasını sağlayarak, menopoz döneminin daha sağlıklı geçirilmesine yarar.

KEMİK ERİMESİ
Brokoli, içerdiği zengin kalsiyum oranından dolayı,osteoporoz (kemik erimesi) hastaları için iyi bir yardımcıdır. Brokoli gibi lahana, karnabahar ve maydanoz da, birer kalsiyum deposudur. Fakat brokoli, hem kalsiyum yönünden çok zengindir, hem de içerdiği kalsiyumun büyük kısmı vücudumuz tarafından alınır. Özellikle menopoz dönemindeki kadınların bol süt içerek desteklemeye çalıştıkları kalsiyum açıkları sonuçsuz kalır. Ağırlıkça eşit miktarlardaki brokoli ve sütü karşılaştırdığımız zaman, brokoliden çok daha fazla kalsiyum alırız. Süt içerek kalsiyum açığını kapatmaya çalışan osteoporoz hastalarının bu konudaki gayretleri boşunadır. Ayrıca, brokolide yağ yoktur, sütte ise kolestrolü yükselten yağ grupları vardır. Aksine brokoli, kolestrolün düşürülmesinde de iyi bir destekleyicidir.

PROSTATİTİyi huylu prostat büyümesine (prostatit) ilişkin şikâyetiniz birkaç yıldır devam ediyorsa, brokoli kürü sizin için ideal. Eğer çalışan bir insan olarak öğle üzeri evinizde olamıyorsanız, yarısını sabah, yarısını akşam aç karnına için. Bu taktirde bir litre yerine 500-600 ml su tüketin. Haşlanmış brokoli parçalarını tüketmek zorunda değilsiniz. Yine de yemek aralarında salata olarak tüketmeniz sizin için daha iyidir. Her yedi günlük uygulamanın sonunda üç gün ara verin. Toplam uygulama zamanı, üç günlük aralar hariç, 21 gündür. Uygulama tamamlandıktan sonra şikayetleriniz tekrar ortaya çıkarsa, bu defa 15 günlük brokoli kürü uygulamanız gerekir. İşe erken gidiyorsanız, haşlanmış brokoli suyunu akşamdan hazırlayın. Yarısını için, geri kalanını sabah içmek için buzdolabında koruyun. Brokoli suyunu içtikten sonra 20 dakika (su hariç) bir şey yiyip içmeyin.

GÖĞÜS HASSASİYETİ
Brokoli, kadınların göğsündeki (fibrokistlere) hassasiyete karşı etkilidir. Hormonlu ve trans- gen tohumdan elde edilen brokoliyi kürlerde kullanmayın. Satın alacağınız brokolinin taze ve diri olmasına dikkat edin. Sararmış brokoli satın almayın. İhtiyacınız olan 21 günlük brokoliyi 200-250 gramlık porsiyonlar halinde derin dondurucunuzda saklayabilirsiniz. Bu halde brokoli, altı ay boyunca özelliğinden hiçbir şey kaybetmez. Uygulama sürecinde ara vermemeniz gerekir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta şudur: Bu kürü uygularken kahve, çikolata, ceviz (taze veya kuru), portakal ve portakal suyu ve taze beyaz üzüm tüketilmemelidir.

Brokoli kürü:
200-250 gram taze ve koyu yeşil renkli brokoliyi, kaynayan yarım litre suya atın. Ağzı kapalı olarak kısık ateşte altı dakika haşlayın, ılınmaya bırakın. Yarısını kahvaltıdan 20 dakika önce, yarısını öğle yemeğinden 20 dakika önce için. 21 gün boyunca her gün taze olarak hazırlayın. Haşlanmış brokoliyi tüketme zorunluluğu yoktur. Arzu edilirse tüketilebilir. Duruma göre kür tekrar edilebilir. Regli öncesi göğüste hissedilen hassasiyetin, ağrı şikâyetlerinin ortadan kalktığını hayretle gözlemleyeceksiniz.

KEREViZ
Gerek kokusu nedeniyle, gerekse damağa pek hitap etmeyen tadından dolayı ender tüketilen bir sebzedir. Kokusu, içerdiği �phthaliden� maddesinden kaynaklanmaktadır. Kereviz hem dost hem düşman olabilir. Tüm dünyada milyonlarca satan �Yeşil Eczane� adlı kitapta, kereviz, hatta yeşil sapı ve yaprakları, özellikle yüksek tansiyon hastalarına yardımcı tedavi olarak önerilmiştir. Oysa, bu kesinlikle yanlıştır. Araştırmalarımda kerevizin yüksek tansiyon şikayeti olanlar tarafından tüketilmemesi gerektiğini keşfettim.Hipertansiyon veya esansiyel hipertoni rahatsızlığı olanlar, kesin olarak kerevizden uzak durmalıdır. �Yüksek tansiyon şikayetim yok. Kereviz yemeği yersem veya kürünü uygularsam, yüksek tansiyon hastası olur muyum?� sorusu aklınıza gelebilir. Bu sorunun cevabı �Kesinlikle hayır.�

GUT HASTALIĞI
Eski tarihlerden beri Avrupa ülkelerinde zenginlerin hastalığı olarak bilinirdi. Bunun nedeni zenginlerin bol bol et tüketmeleridir. Büyük İskender, Michelangelo ve Darwin gibi ünlüler gut hastalığı çekmişlerdir. Gut, 1�inci ve 2�inci Dünya Savaşı sonrası çok ender görülmüştür. Bunun nedeni savaş sonrası yeterli miktarda etin bulunamamasıydı. Günümüzde sebepleri çok iyi bilinen hastalığın tedavisi, modern tıbbın ürettiği ilaçlarla kolayca mümkündür. Ancak, tekrar etme riski olan bir hastalıktır. Bu hastalığın işkencesini çeken bilir. Eklemlerde birkaç saat, bazen birkaç gün devam eden şiddetli ağrı, kızarıklık ve şişme hissedilir. Gut, ani ataklar içeren ve zaman zaman tekrar eden bir artirit türüdür. En fazla etkilenen yer ayak başparmağıdır. Kronikleşmiş olanlarda dizler, ayak ve kol bilekleri ile ellerin küçük eklemleri etkilenir. Kontrol altına alınmadığında ciddi böbrek rahatsızlıklarına neden olur. Kanda ürik asidi yükselten hastalık, eklemlerde kristalleşme meydana getirir. Bunun sonucunda aşırı ağrı ve yanma hissedilir. Gut şikâyeti olanların deniz ürünlerinden uzak durmaları gerekir. Özellikle karides, ahtapot ve kalamardan. Kırmızı et tüketiminde de ölçülü olmakta fayda var. Kereviz kürü, gut hastaları için mükemmel bir yardımcıdır.

Kür: 1
Orta boy kerevizi dilimleyip, yarım litre suda altı-yedi dakika kısık ateşte haşlayın. Su ılındıktan sonra süzün ve gün içerisinde için. Bu kürü haftada iki-üç kez tekrarlayın.

ROMATİZMA
Kereviz, romatoid artirit (iltihaplı eklem romatizması) şikayeti yeni başlayanlar için de önemlidir. Kürü, en fazla üç hafta uygulanmalıdır. Haşlanmış kereviz dilimlerini tüketmek zorunda değilsiniz. Ancak, ilk hafta kürü boyunca yemenizde fayda vardır. İkinci haftadan sonra sadece haşlama suyunu içmekle yetinebilirsiniz. Birinci haftadan sonra romatizmal ağrılarınızın giderek azaldığını göreceksiniz. İleride tekrar romatizmal ağrılar kendini göstermeye başlarsa, bir haftalık kür yeterli olacaktır. Romatizmal şikâyetler çok fazlaysa, ilk hafta 3-4 defa birer porsiyon uygulanarak başlayabilirsiniz.

Kür: 2
Birer porsiyon dilimlenmiş kerevizi yarım litre suda ağzı kapalı olarak 5-6 dakika kısık ateşte haşlayın. Haşlama suyunu, öğle veya akşam yemeğinden bir saat önce veya yemeklerden iki saat sonra için. Haşlama esnasında tuz veya sıvı yağ kullanmayın. Haftada 2-3 defa tekrarlayın.

milliyet. com. tr

Prof. Dr. Mehmet Öz

Posted by Turko on 22 Kasım 2009 Pazar , under | yorum (0)





Metmet ÖZ ' e ait sağlıklı yaşam'a dair öneri ve tüyolara buradan ulaşabilirsiniz.



İnsan Sağlığı

Mucizevi Bitkiler

Tüyolar

Koç Burcu

Posted by turpcuk on 16 Kasım 2009 Pazartesi , under | yorum (1)




Diyet Tipi

Siz Koç burcu insanı adeta bir sabırsızlık abidesisiniz. Bu tabi ki yemek konusunda da geçerli. Mutfakta uzun bir süre geçirmek sizi çıldırtıyor. Zaman azlığından genellikle öğün atlar ve acıktığınızda ise önünüze ne gelirse yer, hatta yutarsınız. Yeni çıkan tüm diyetlere meraklı bir şekilde sarılır, ancak uygulamaya başladıktan hemen sonra ise kesersiniz. Sonuç: kilo almak ve vermek modu. Sizin ihtiyacınız olan: sağlıklı bir şekilde yürütülen oruç (diyet) günleri ve çarçabuk meydana konulan az kalorili yemekler. Ayrıca yemek yerken oldukça rahat olmalısınız. Yemeği ne kadar yavaş ve tadarak yerseniz, o derecede tok kalırsınız.

İdeal Program

Öncelikle 3 gün oruç (diyet) uygulamalısınız. Örneğin bir gününüz meyve günü olsun: Bir gün boyunca 1,5 kg meyve ve bol su tüketin. Tabi bu miktarı mutlaka günün tamamına paylaştırmalısınız. Diğer bir gününüzü pirinç günü ilan edin: 125 g pirinci yağsız ve tuzsuz pişirip, 3 eşit miktara bölün. Sabahları pirinci 2 adet ufak doğranmış elmayla, akşamları ise 100 gr. salatalık ile birlikte tüketin. Unutmayın: mutlaka bol bol su içmelisiniz.
3. gününüzü de su günü olarak belirleyin: günde en azından 3 litre sulu gıdalar tüketmelisiniz. Örneğin: sebze çorbası (sebzeler ezilmiş olmalı), sebze ve meyve suları ve soda. Bu üç günden sonra 7 gün boyunca günde 3 öğün yemelisiniz. Kahvaltı, 1 sıcak ve 1 soğuk yemek.

Kahvaltı Türleri

Marmelatlı peksimet,veya etimek, çilekli yoğurtlu müsli, ballı erik müsli, taze peynir ve salatalıklı çavdar ekmeği, hindi salamlı etimek. dilim peynirli çavdar ekmeği, yumurtalı çavdar ekmeği.

Aperatifler

Çilekli yoğurt, kavun,pırasalı sebze çorbası, elma, erik, üzüm domatesli sebze çorbası, salatalık ve yoğurt, ananas, çilek, armut.

Soğuk Öğünler

Yumurtalı kırmızı turp salatası ve peynir, domatesli kuşkonmaz salatası,sebze salatası, incir salatası, tonbalıklı salata, papaya salatası, mantarlı salata, domatesli dereotu salatası, karpuz salatası.

Sıcak Öğünler

Tavuklu sebze çorbası, yağsız sebzeli pilav, kuşkonmazlı tavuk şiş, kuskus, adaçayı yapraklı tavuk,enginarlı makarna, çilekli yoğurt dereotlu pilav ve bonfile.

Diğer Öneriler

Öncelikle her öğün öncesinde dinlenmiş ve rahat olmalısınız. Bunun için gözlerinizi kapatıp, 10 kez burnunuzdan derin nefes alıp, nefesinizi ağzınızdan verin.
Her yemeği mutlaka oturarak yemelisiniz. Lokmalarınızı yavaş yavaş çiğneyin.
Günlük sorumluluklarınıza formunuzu koruyacağınız küçük hareketler ekleyin: örneğin, mümkün olduğu kadar merdiven çıkın, hatta basamakları ikişer ikişer atlayın.
Sabahları dişlerinizi fırçalarken, yerinizde sayın ve bunu yaparken dizlerinizi mümkün olduğu kadar kaldırın.
Yatmadan önce tüm kaslarınızı rahatlatacak bir egzersiz: dik durun, kollarınızı yukarı doğru kaldırın ve ellerinizi kavuşturun. Bir hareketle öne eğilin, bedeniniz üst kısmını aşağı doğru sarkıtın ve tekrar dik duruma gelin.

Esin Uzer

Boğa Burcu

Posted by turpcuk on , under | yorum (0)




Diyet Tipi

Duyumsal (hissi) olan her şeye açıksınız. Yemek de bunlara dahil. Yediğiniz hem damak tadınıza hem de koku duyularınıza aynı derecede hitap etmelidir. Öğünlerinize bol vakit ayırırsınız. Ama en çok evinizde rahatça yemeyi tercih ediyorsunuz. Kilo problemiyle sadece tat alma duyunuzu abarttığınızda karşılaşıyorsunuz. Sizin artı noktanız, sebatlı ve dayanıklı olmanızdır. Eğer bir şeyi gerçekten istiyorsanız, o konuyu başarana kadar götürüyorsunuz. Bu zayıflama için de geçerlidir. özenle hazırlanmış aperatiflere dayanamıyorsunuz. Tatlıya bayılıyorsunuz, pastalar, çikolata ve kremalı dondurmadan asla vazgeçemiyorsunuz. Size önereceğimiz astroloji diyetinde tatlıya olan bu bağlılığınızı sürdürebileceksiniz. Bunlar tabi ki kalori ve yağ oranı oldukça düşük damak zevkleri olacak.

İdeal Program

10 gün boyunca her gün 5 öğün yemelisiniz: kahvaltı, 2 aperatif, 1 sıcak ve 1 soğuk öğün.

Kahvaltı Türleri

Marmelatlı peksimet,çilekli, yoğurtlu gevrek, otlu sahanda yumurta ve grisini, ballı erik müsli, yoğurtlu çavdar ekmeği, taze peynir ve salatalıklı çavdar ekmeği, yumurtalı çavdar ekmeği,1 dilim peynirli, çavdar ekmeği.

Aperatifler

Çilekli yoğurt, kavun, pırasalı sebze çorbası, elma, muzlu süt, erik, üzüm, domatesli sebze çorbası, salatalık ve yoğurt, ananas, çilek, çikolatalı kiraz, armut, kırmızı turp ve otlu yoğurt.

Soğuk Öğünler

Meyve salatası, yumurtalı kırmızı turp salatası ve peynir, domatesli kuşkonmaz salatası, sebze salatası, incir salatası, mantarlı salata, domatesli dereotu salatası, peynir çeşitleri, karpuz salatası.

Sıcak Öğünler

Sebzeli çorba, kuşkonmazlı tavuk şiş, kuskus, adaçayı yapraklı tavuk,enginarlı makarna, çilekli tart, dereotlu pilav ve bonfile.

Diğer Öneriler

Her öğünden önce mutlaka yeşil bir elmayı veya nane özlü yağ koklamalısınız. Chicago Üniversitesi’nin bilim adamları bu işlemle beyindeki doyum merkezinin uyarıldığını ve böylece tatlıya duyulan ihtiyacın azaldığını keşfettiler.
Rahat bir şekilde oturun ve elmayı (yağı) 30 kez koklayın ve bu arada derin nefes alıp verin.
Öğle ve akşam yemeğinden hemen önce tatlı bir aperatif alın. Şeker hemen damarlarınıza ulaşıp, size ilk tokluk hissini verecektir. Sonrasında yiyeceğiniz öğünde bulunan yağ ve proteini vücudunuz daha yavaş alacak ve böylece uzun saatler acıkmayacaksınız.

Esin Uzer